20 Ocak 2010 Çarşamba

Türkiye Lise Münazarası'na Eleştirel Bir Bakış

Aşağıda okuyacağınız değerlendirme için birkaç ön bilgi vermek istiyorum.
Bu değerlendirme şüphesiz ki yapılabilecek en iyi değerlendirme değildir. Bir makale de değildir, bir makalenin bulundurması gereken kriterlerin çoğundan yoksundur. Gelişime ve eleştiriye açıktır hatta buna ihtiyaç duymaktadır. Ancak lise münazarasına eleştirel bir gözle bakan ilk yazı olduğu da önemli bir gerçektir ! İçerisinde önemli olarak gördüğüm noktalara temas edip, daha sonrasında da bu konular hakkında bazı kısa tavsiyelerde bulundum.

Kanımca bu eleştirilerin, tavsiyelerin ve fazlasının geniş bir platformda tartışılıp konu üzerine yapılabileceklerin belirlenmesi ve en kısa zamanda çalışmalara başlanılması gerekmektedir. Gelişimin eleştirilerle olabileceğine inanarak, Türkiye' de münazaranın gelişimi dışında hiç bir kaygı barındırmayan, iyi niyetli olarak kaleme alınmış bu metin hakkındaki görüşlerinizi paylaşırsanız mutlu olurum.

------------------------------------------------

Münazara; geniş anlamıyla, seçilmiş bir konunun, belirli bir format üzerinden, sistemli olarak tartışılmasıdır.
Günümüzde kabul gören rekabetçi münazara, ayrıntılı olarak şekillendirilmiş kuralları, puanlama türlerini, jürilik kriterlerini ve konuşma yapılarını içerisinde barındırır. Bütün bu yazılı veya etik kurallar uzun vadeli bir birikimin sonucunda oluşmuştur. Bu birikimin başlangıcını Antik Yunan' a kadar dayandırabilir, ayrıca son yüz yıl içerisindeki hızlı ilerlemesini de göz önüne almamız gerekir.

Tüm bu gelişim sürecinin sonrasında münazara, farklı beklentileri karşılamak amacıyla kendi içerisinde farklı formatları barındırmaktadır. Üniversitelerde kabul gören "İngiliz Parlamenter Stili" ve "Amerikan Parlamenter Stili", "KarlPopper", Lincoln - Douglas", "Fransız Stili" “ Lise Münazara Formatı” gibi formatlar buna örnek olarak gösterilebilir. Tüm bu formatların, kendi iç dinamiklerinden ötürü ciddi farklılıklar gösteren kuralları ve yapıları vardır.

Ancak ülkemizde yalnızca, üniversite seviyesinde uygulanan “İngiliz parlamenter Stili Münazara” sistematiğine sadık olarak uygulanmakta ve başarılı turnuvalar düzenlenmektedir. Klüp ve topluluklarda bilimsel temellendirmeye dayalı teorik ve pratik çalışmalar yapılmaktadır. Ve tabi ki bu çalışmaların yürütülmesi için deneyimli ve başarılı eğitimcilere ihtiyaç duyulmaktadır. Üniversite seviyesinde bu eğitimci açığı gün geçtikçe kapanmakta, böylelikle yurt içindeki turnuvaların ve çalışmaların kalitesi yükselmekte, doğru orantılı olarak da yurt dışında düzenlenen turnuvalarda Türk takımları ciddi başarılara imza atmaktadır.

Maalesef aynı durumu bu yazının esas konusu olan lise münazarası için söyleyemiyoruz.
Şimdiye kadar uluslararası lise münazara formatına(World Schools) uygun olarak düzenlenen tek turnuva, Yeditepe Üniversitesi ev sahipliğinde geçen yıl düzenlenmiştir. Bu turnuvaya katılan 54 lise, öğrencileri ve eğitmenleri, modern münazara eğitimleri almıştır. Ayrıca özel eğitim alan liseleri de bu sayıya eklersek eğer, ülkemizde modern lise münazara formatını tanıyan yalnızca 60 ila 70 -şanslı- okul bulunmaktadır. Türkiye' de 11000 civarı lise olduğu göz önüne alınırsa durum çok daha iyi anlaşılabilir.
Dünya' da 1988 ' den beri düzenlenmekte olan Dünya Liselerarası Münazara Şampiyonası' na da ilk defa bir milli tamımız son Atina turnuvasında katılmıştır. İkincisine de bu yıl Katar' da katılacaktır.

Gerek Yeditepe Üni. nde gerçekleştirilen turnuva gerekse Türkiye Liseler Milli Takımı tamamen bireysel çabalarla veya küçük bir grubun çabalarıyla hayata geçmiştir. Ancak sürekli ve nitelikli gelişim için kollektif bir çabaya ihtiyacımız bulunmaktadır.

Türkiye' de şu an uygulanan sabit bir format bulunmamakla birlikte, bireysel çabalar dışında münazaraya yeterli ilgi gösterilememiştir. Neredeyse bütün İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri bünyesinde turnuvalar düzenlenmekte, ancak bu turnuvalar öncesinde veya sırasında, öğrenciler ve jüriler herhangi bir bilimsel eğitimden yararlanamamaktadır. Ve turnuvalar asıl kaygısı olması gereken eğitim işlevinden uzak kalarak sadece yarışma, yarıştırma hüviyetine sahip olmaktadırlar. Dünya' da kabul gören lise münazara formatı araştırılmadığı gibi, düzenlenen turnuvalar, kuralları ve içerikleri bakımından birbirlerinden ciddi farklılıklar göstermektedirler. Ülkemizdeki kimi yazarlarımız da hiçbir araştırma veya düşünme zahmetine girmeden kendi münazara formatlarını yaratıp bunları “ güzel konuşma ve yazma “ konu başlıklı kitaplarında anlatmaktadırlar. Unutmayalım ki, yanlış bilgi, bilgisizlikten iyi değildir.

Ayrıca düzenlenen turnuvalar, verilen konular, jürilik kriterleri gibi önemli yapısal temllerde yapılan ciddi hatalardan dolayı, objektif bir yarışma olma niteliğinden oldukça uzaktadırlar.

Genel olarak bakmak gerekirse şu an değerlendirmeye alınan kriterler önem sırasına göre aşağıdaki gibidir ;

a)Türkçe' yi kullanma gücü. (Diksiyon, vurgu, tonlama, kelime hazinesi, cümle kurma vb.)
b) El, kol ve yüz hareketlerini yerinde kullanma.
c) Savunmada inandırıcı olma. (Belgeler, istatistikî bilgiler, resimler, gazete ve dergi haberleri, güncel olaylarla örnekleme vb.)
ç) Konuşmacıların fizikî özellikleri. (Temiz ve düzenli kıyafet, saç, sakal tıraşı vb.)

Münazaranın en büyük öğelerinden olan, argümantasyon (nedensellik – somutlaştırma) , konuşma yapısı gibi konular tamamen arka plana atılmıştır. Bu etkenlerden uzak bir münazara sloganların havada uçuştuğu, hiçbir felsefi temele dayanmayan, sorgulama niteliğini yok sayan bir tartışmadan ibaret kalmaktadır. Hatta ilk çağ felsefesinden beri kabul görmüş olan nitelikli tartışma öğelerini bile içerisinde taşıyamamaktadır.

Örnek vermek gerekirse :
c maddesinde dile getirilen istatistiki veriler, gazete haberleri, nedenleri ve sonuçlarıyla ortaya konulmadıkça sadece veri olarak kalırlar, bir gerçek haline dönüşemezler.
Bilimsel kanıt yönteminin çok temel bir öğesidir nedensellik, matematik, fizik gibi bilim dallarında nedensellikten uzak verilen sonuçlar makale değeri taşımazlar. Sloganlarla aktarılmaya çalışılan tezlerin anlaşılması, karşı tarafın ( jüri ) nasıl anladığına bağlı olarak değişir. Dolayısıyla dinleyici sloganları aktarılma amacına uygun veya değil, anlamak istediği gibi anlama özgürlüğünü bulur kendisinde, bu da münazarayı ve bilgi aktarımını fazlasıyla subjektifleştirir. Ayrıca istastistiki verilerin veya gazete haberlerinin doğruluğu da ayrı bir tartışma konusu.

Ayrıca yukarıdaki maddelerde bahsedildiğinin aksine, münazara söylevler üzerine kurulu bir tartışma biçimi olduğu için içerisinde görsel materyaller kullanılamaz. ( sunum, resim. vs. )

Her zaman topluluğumuza yeni katılan üyelere söylediğimiz bir tanımlama var :
Münazarada nedeni verilmedikçe hiçbir şey doğru değildir, Atatürk' ün söylemleri, İnsan Hakları Evrensel Beyaannamesi' nden bir madde veya TC. Anayasası' nın bir maddesi veya ebeveynlerinizin anlattıkları. Münazarada önemli olan Atatürk' ün veya başka birinin söylediklerini kopyala-yapıştır yöntemiyle sunmak değil, bu sözün neden haklı olduğunu kanıtlamak, sistematik bir neden sonuç ilişkisine dayandırmaktır. Münazarayı değerlendiren jürilerin ve eğitmenlerin de konuya bu şekilde bakması oldukça önemli. Çünkü maalesef bazı münazara turnuvalarında görüyoruz ki, Atatürk' ü daha çok referans gösteren takımlar öne çıkıyor, karşı taraf ne yaparsa yapsın. Bu da hem münazarayı bir tekrarlar oyunu haline getiriyor, hem de öğrencilerin yeni fikirler üretmesinin önüne ket vuruyor. Münazara, doğasında var olan sorgulama ve gelişim öğelerinden uzak hale geliyor.

Diksiyon, üslup konuları da münazarada pek tabi ki bir yer teşkil ederler. Ancak unutulmaması gereken şey, dil kullanımının iletişim için bir araç olduğudur. Önemli olan tezin, savın aktarımıdır. Asıl değerlendirilmesi gereken de budur, dolayısıyla diksiyon, üslup, jest ve mimik gibi noktalar değerlendirmenin ancak yan faktörleri, besleyicileri olabilirler. Ayrıca bu noktaların kişiden kişiye değiştiğini unutmamak gerekir. Her öğrencinin kendine özgü bir stilinin olması, insan olarak hepimizin farklılıklarının doğal bir dışavurumudur. Her öğrenciden aynı mimikleri sergilemesini beklemek büyük bir hatadır. Bu konuda bilimsel olarak kabul gören bazı noktalarda ise ( örnek : vurgulama, kürsü hakimiyeti, konuşma planlaması ) kendi çabalarıyla gelişim sağlayan öğretmenlerimiz dışında değerlendirebilme yeterliliği bulunmamaktadır. Bu konular bambaşka bir uzmanlık alanı olduğu için doğal olarak görülmeli ve konuda yetkin insanlardan tavsiyeler alınmalıdır.

Buradaki en önemli sorunlarımızdan birisi de, tarafsız ve yetkin kurallardan uzak kalan münazara, öğrencilerin münazaraya sadece yapılması zorunlu ve sıkıcı bir aktivite gözüyle bakmalarına neden oluyor. Üniversitelerde, lisede münazara yapmış olan insanlarla konuşmalarımızdan çıkan sonuçlar da bunu doğruluyor. Bunun giderilebilmesinin yolu da, münazarayı bir hobi olarak öğrencilere algılatabilmek, ileri ki yaşamlarında görecekleri faydaları aktarmak, bilimsel nitelikli, tarafsız ve yetkin turnuvaların düzenlenebilmesinden geçmektedir. Burada hem MEB' na hem de öğretmen ve öğrencilerimize görevler düşmektedir ve pek tabi ki biz münazara eğitmenlerine.

Eleştirmemiz gereken diğer bir konu da, lise münazara turnuvalarında verilen konular olmalı. Normal şartlarda bir münazara konusu, iki tarafı karşı karşıya çarpıştırabilen, hükümet veya muhalefet takımlarından herhangi birine avantaj sağlamayan, mantıksal gerçeklere dayanan , anlaşılır önermeler olmalıdır. Münazaranın temelini aldığı parlamento sistemine bakarsak eğer kural basittir. Hükümet bir yasa tasarısı sunar, statükonun işlevsizliğini veya kötülüğünü anlatır ve bu tasarının geçmesinin faydalarını gözler önüne serer. Muhalefet de karşılığında bize statükoyu savunarak, yasa tasarısının zararlarını anlatır. Bu sistem iki tarafın birbiriyle yasa teklifi üzerinden rekabet etmesiyle devam eder. ( örnek : Liselerde serbest kıyafet uygulamasına geçilmelidir. Örnek 2 : Şiddet içerikli diziler yayından kaldırılmalıdır. )

Şimdi de bugün öğrencilerimize verilen konulara bir göz atalım :

Örnek bir münazara maçı konusu : Çok gezen mi çok bilir, çok okuyan mı?

Gördüğünüz gibi bir soru olarak verilen bu konu tarafları karşı karşıya getirememiştir.( bir yasa teklifi de değildir ) Bu soruya verilecek yanıt ise çok basit; Çok gezen de bilir çok okuyan da ! Ayrıca gezen biri okuyabilir veya okuyan biri gezebilir, ne kadar karmaşıklaştığının farkına varmak hiç de zor değil. Dolayısıyla konu hem mantıksal değerlerden uzak hem de takımları karşı karşıya getirme niteliğinden.

Başka bir örnek daha : Gençlerin gelişiminde aile mi, çevre mi önemlidir ?
Yine aynı cevapla karşı karşıyayız. Aile de , çevre de önemli. Ayrıca konu, anlaşılabilir olmaktan oldukça uzak. Hemen akıllara bazı sorular gelebilir, " Çevre, aileyi de kapasamıyor mu ?", " Genç kelimesi kimin için kullanılmıştır ? Üniversiteliler mi, lise öğrencileri mi ?, ergenlik çağındakiler mi ? Yoksa genç işadamları da mı bu tanıma girer ? " Bir turnuvada jüri genç kelimesini üniversite öğrencisi olarak almış ve bir takımı ergenlik çağındakileri anlattığı için elemiş.
Yine daha önce verilmiş olan bu konu da görüldüğü üzere oldukça hatalı.
Örnekleri bu şekilde çoğaltabiliriz. Ve açıkçası doğru olarak verilmiş, modern münazaraya uygun bir konu bulmak neredeyse imkansız liselerde yapılan münazaralarda.

İlk insanlar mı daha mutludur, günümüz insanı mı?
Savaşta bilgi mi üstündür, kılıç mı ?
Toplumun ilerlemesinde kadın mı, erkek mi daha önemlidir?

Gibi konulara da aynı açıklama getirilebilir. 1940' lardan kalan ve hala yenilen(e)meyen bir münazara anlayışımız olduğu düşünülürse bu örneklere şaşırmamamız gerekiyor.

Şimdi de modern münazaradan doğru örnekler verelim. Yukarıda örneklendirdiğimiz münazara konularına aynı eleştiriyi yapamıyoruz.

“Liselerde serbest kıyafet uygulamasına geçilmelidir. “
Gördüğünüz gibi hem serbest kıyafetin, hem de üniformanın doğru olduğunu savunamayız, bir tarafı seçmemiz gerekir ve böylece iki kanada ayrılmış oluruz. Fikri savunanlar ve karşı çıkanlar, yani hükümet ve muhalefet. İşte hükümet ve muhalefetin ortaya çıkışı ilk insandan beri bu şekilde olmuştur.
Aynı zamanda konu mantıksal değerler çerçevesindedir ve bir çok örneği vardır. ABD' de serbest kıyafet uygulamasının varlığı ve Türkiye' de üniforma kuralı çarpışan iki tarafın duruşunun temelini oluşturabilirler. Ayrıca öğrencilerin çok yakından bildiği bu konu hakkında onları yarıştırararak aslında toplumculuk - bireycilik gibi felsefi konuları da tartışmalarını sağlıyoruz.

Konularla ilgili eleştirilerimizi yaparken değinmemiz gereken diğer bir durum da, verilen konuların güncellikten uzaklığı olmalı. Dünya Münazara Şampiyonası' nda veya yurtdışındaki turnuvalarda öğrenciler küreselleşme, serbest piyasa, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, bireysel veya toplumsal özgürlük, modern felsefe gibi konularda maçlar yapıp kendini geliştirme imkanı bulurken, ülkemizde “yoğurdun ak mı kara mı olduğu” tartışılmaya devam etmektedir maalesef ki. Tabi bu durumda öğrencilerin bireysel gelişimi için oldukça kötü bir durumdur. Öğrencilerimizin güncel ve evrensensel konuları tartışmalarını sağlamak, modern dünyaya uyum sağlayabilen, sorgulama niteliğine sahip, bilgi birikimi yeterli bireylerin yetişmesi için oldukça önemlidir.

Öğrencilerimizden münazara turnuvalarında iyi bir performans göstermelerini bekliyorsak yapmamız gereken ilk şey onları iyi bir eğitime almaktır. Örneğin; neredeyse her lisenin bir basketbol takımı bulunmaktadır. Bu takımlar turnuvalar öncesinde sistemli bir antreman programına tabi tutulmakta, imkanlar dahilinde sağlanabilen en iyi koçlarla, eğitimlerine katkıda bulunulmaktadır. Bu program ve eğitim hem takımın başarısı arttırmakta, hem de öğrencilerin bedensel gelişimine katkıda bulunmaktadır.

Münazara da benzer bir biçimde, bir beyin sporudur. Hem de Dünya' nın spor karşılaşmarından sonra en büyük ve en geniş katılımlı entellektüel öğrenci etkinliği ünvanını elinde bulundurmaktadır. Öğrencilerin kendilerini geliştirmelerini sağlayabilmek ve başarı kazanabilmek için düzenli ve bilimsel bir eğitim sürecine ihtiyaç vardır. Ülkemizde bu eğitim ücretsiz olarak lise formatı konusunda yetkin olan bazı üniversite klüplerince veya profesyonel eğitmenlerce karşılanabilmektedir.

Ayrıca resmi turnuva düzenleyen M.E.M.' leri ve M.E.B., herhangi bir arama moturu üzerinden temel ingilizce bilgisiyle “schools debate” gibi kelimeleri aratırlarsa çok ciddi bir arşive ulaşabilirler. Ayrıca konu hakkında yine üniversite klüplerinden veya profesyonellerden yardım, danışmanlık talep edebilirler. Bu blogu takip ederseniz de pek çok bilgiye kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Tavsiyeler :
  • Türkiye' de liselerde uygulanan münazaranın, geliştirilmesinden öte köklü bir değişimden geçirilmesi gerekmektedir.
  • Münazara konusunda popüler çalışmalar, etkinlikler aracılığıyla, bilinirliliğinin ve desteğininin arttırılması gerekmektedir.
  • Velilere seminer gibi yollarla münazaranın bireyin ve toplumun gelişimindeki yeri anlatılmalıdır.
  • Her konuda olduğu gibi bu konuda da, uzman tavsiyelerine göre hareket edilmelidir. Aksi halde buradaki bütün tavsiyeler değerini yitirecektir.
  • Liselerde münazara klüplerinin kurulması teşvik edilmeli ve gereken yardım sağlanmalıdır.
  • Öğretmenlerimiz için eğitimci ve jüri eğitimleri hazırlanmalı ve öğretmenlerimizin bu etkinliklerden kolaylıkla faydalabilmesi sağlanmalıdır.
  • Okullarımız, M.E.M.' leri ve M.E.B., şu an Türkiye' de münazarayı en yetkin şekilde uygulayan eğitmenler ve üniversite klüpleriyle sürekli iletişim halinde olmalıdır.
  • Münazara turnuvaları il, ilçe sınırlarıyla kalmamalı ulusal katılımlı turnuvalar düzenlenerek, rekabet arttırılmalıdır.
  • Türkiye' nin istisnasız her bölgesinde münazara eğitimleri düzenlenmeli, öğrencilerin aktif olarak katılımı sağlanmalıdır.

Son sözlerimize gelirsek,

Demokrasi puzzle ının önemli bir parçası olan münazara kültürünü en iyi şekliyle, evrensel gerçekler ve deneyimler doğrultusunda öğrencilere anlatmak yükümlülüğümüz bulunmaktadır. Sağlıklı iletişim kurabilen, sorgulayabilen bir toplum yapısına sahip olmanın ana öğelerinden birisinin temellerini lisede aşılamak, eğitim ve öğretim kurumlarının öncelikli amaçlarından birisi olmalıdır.

Saygılarımla.

10 Ocak 2010 Pazar

Destekliyoruz !

Topluluk, aşkı, sevgiyi, dostluğu, kardeşliği, anlayışı, anlaşmayı, birliği, barışı, açık sözlülüğü, dürüstlüğü, hoşgörüyü, eşitliği, adaleti, kültür farklılığını, bir arada yaşamayı, kültür zenginliğini, özgürlüğü, düşünce özgürlüğünü, farklılığı, farkı, dünyaya farklı bakabilenleri ve bakabilmeyi, Türkçe'yi, Kürtçe'yi, Rumca'yı, Ermenice'yi, Arapça'yı ve tüm dünya dillerini, doğruluğu, yardımlaşmayı, daha iyi bir dünya yaratmaya çalışanları, mücadele edenleri, yılmayanları, zoru seçenleri, saygıyı, doğruyu, insan haklarını, kadın haklarını, çocuk haklarını, hayvan haklarını, şiiri, romanı, öyküyü, hikayeyi, denemeyi, makaleyi, edebiyatı, heykeli, resmi, tiyatroyu, müziği, rock müziği, dansı, fotoğrafı, sinemayı, sanatı, münazarayı, münazırları, münazara yapmayı, kitabı, bilimkurguyu, anıyı, kütüphaneleri, üniversiteleri, liseleri, ilkokulları, öğrenimi, öğretmeyi, öğrenmeyi, bilginin özgürce dağıtılmasını, okumayı, yazmayı, düşünmeyi, sormayı, sorgulamayı, felsefeyi, filozofları, felsefecileri, üniversitelerin felsefe bölümlerini, Yunanca'yı, Latince'yi, Osmanlıca'yı ve tarihe ışık tutan tüm dilleri, kuşkuculuğu, bilgi felsefesini, varlık felsefesini, siyaset felsefesini, bağımsızlığı, cumhuriyeti, uygarlığı, demokrasiyi, protestoyu, bilişimi, bilgi teknolojilerini, açık kaynak kodunu, öğrenci topluluklarını, öğrenci organizasyonlarını, öğrenciliği, öğrencilerin çalışmasını, öğretmenleri, öğretmenliği, Türk Sinemasını, kısa filmi, kısa filmcileri, belgeseli, belgeselcileri, deneysel filmi, animasyonu ve animasyoncuları, festivalleri, fuarları, film festivallerini, kitap fuarlarını, Wikipedia'yı, Gutenberg elektronik kitap projesini, teknolojinin uygarlığın gelişimi için kullanılmasını, bilgiyi, tarihi, coğrafyayı, fiziği, kimyayı, matematiği, biyolojiyi, psikolojiyi, gazeteciliği, işletmeyi, iktisatı, uluslararası ilişkileri, kamu yönetimini, üniversitelerin diğer tüm bölümlerini, tüm bilimdallarını, tüm bilim insanlarını, okumayı, okumayı ve daha çok okumayı destekler.

Destek ve Eğitim

Ege münazara; düşüncenin daraltıldığı, düşünmenin zul geldiği, bilimsel ve entelektüel açılımların ikinci plana itildiği, kahvehane jargonuyla ya da taşlar, sopalar, döner bıçaklarıyla fikirlerin tartışıldığı bir ortamda münazara yapmak ve münazır olmak isteyen herkese destek vermek misyonunu taşımaktadır.
Ötekileştirmelerden uzak, demokratik ilkelere bağlı, empati kurabilen bir toplum yapısına ulaşılabilmesi için naçizane katkılarını sunmaya hazırdır.

Maalesef ki ülkemizde 1940' lı yıllardan kalan bir münazara temelimiz bulunmaktadır. Topluluğumuz uluslararası kabul gören münazara formatlarını yakından takip etmekte ve ülkemizdeki münazarayı uluslararsı düzeye taşımayı amaçlamaktadır.
Bunun için de münazara temelinin liselerde ve ilköğretim okullarında doğru ve yetkin bir şekilde atılmasının gerekliliğine inanmaktayız.

Dolayısıyla topluluğumuz, münazara öğrenmek isteyen bütün liselere ve ilköğretim okullarına destek olmak için elinden geleni yapmaktan mutluluk duyacaktır.

- Münazara hakkında merak ettiğiniz noktalar varsa,
- World Schools Debate Format hakkında merak ettikleriniz varsa,
- Lise ve İlköğretim okulunda bir klübün nasıl kurulacağını merak ediyorsanız,
- Döküman, belge ve video gibi imkanlarımızdan yararlanmak istiyorsanız,
- Eğitim sıkıntısı çekiyorsanız, ( nerede olduğunuzun bir önemi yok )
- Şehrinizde veya okulunuzda turnuva organize etmek istiyorsanız,
- Ege münazarayla ilgili sormak istedikleriniz varsa,
- Veya münazarayla ilgili herhangi bir konuda,

İletişim sorumlularımıza ulaşabilirsiniz !

Gizem Bekmezci : gizembekmezci@gmail.com
Hakan Şık : hakansmart35@gmail.com

Liselerarası Münazara Turnuvası

Ege Üniversitesi Münazara Topluluğu 2009-2010 eğitim-öğretim döneminin sonuna doğru bir Liselerarası Münazara Turnuvası düzenlemeyi planlamaktadır. Turnuva içeriği, katılım koşulları ve kesin tarihle ilgili detaylı bilgiler en kısa sürede buradan ve topluluğun resmi web sitesi : www.munazara.ege.edu.tr adresinden duyurulacaktır.

Bu blog turnuva hakkında bilgilendirme, lise münazaracıları ve eğitmenlerinin eğitimlerine katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur.

Sitenin aktifliğini yitirmemesi için yorumlarınızı ve katkılarınızı bekliyoruz.